"Casino" her zaman film yapımcıları için çekici bir konu olmuştur. Bunun başlıca nedeni, casino oyunlarının toplum tarafından şeytani görülen, çoğu zaman alkol, uyuşturucu, seks, silahlar, mafya ve para ile kolay ilişkilendirilen algısıdır.
Ama casinolar Hollywood'a her zaman para kazandırmadı. Çoğu zaman, önde daha duygusal bir öykü varken filmde yer alan kumar konusu, yapımcılara oldukça fazla kazandırdı. Örneğin Rain Man filmi, kumarla ilgili olmasına rağmen bir kumar filmi değildir ve milyonlarca dolar kar getirmiştir. Oysa Shade gibi başarısız kumar filmlerine de rastlamak mümkün. Shade, ışıkçısının parasını zor ödeyebilecek kadar izleyiciyi salonlara çekebilmiştir.
Şu günlerde gündeme gelen 21 isimli filmde başrolde bir casino oyunu olan blackjack var. Biz de bu bahaneyle sizlere gelmiş geçmiş en iyi 10 Casino Filmini tanıtalım dedik.
183 Milyon Dolar'ı geçen getirisiyle şimdiye dek yapımcısına en fazla kar getiren casino konulu film.
Danny Ocean (George Clooney) ve ekibi, Las Vegas'ın en iyi korunan casino kasasını soymak için çalışıyor.
Brad Pitt, Julia Roberts gibi sağlam bir kadro ile başarısız olması zaten daha zordu.
Odaklandığı konu kumar olmasa da filmin en can alıcı anları casinoda geçiyor.
Dustin Hoffmann'ın bir otistiği canlandırdığı filmde kardeşi rolündeki Tom Cruise,
otizmi Vegas'ta kart saymak ve casinolardan para kazanmak için kullanıyor.
İkilinin casinoların blackjack masalarında efsane olduğu sahneler görülmeye değer.
Filmin getirisi 172 Milyon Dolar'dan fazla.
167 Milyon kazandıran Bond filminde, poker sahneleri pek de gerçekçi değil. Ancak bir James Bond filminin gerçekçi olmasını çok da bekleyemeyiz. Bond'un straight flush çıkarıp iki ayrı full house'u yendiği sahne, filmin başındaki abartılı kovalamacanın yanında küçük bir ayrıntı olarak kalıyor.
Fazla bir numarası yok, fakat casinoda geçiyor.
1930 Chicago'sunda Johnny Hooker (Robert Redford) üçkağıtçılık yolunda ortağı ve üstadı Luther Coleman (Robert Earl Jones) tarafından eğitilen çömez bir gençtir. Giriştikleri bir planda işler yolunda gitmeyince faka basan ikiliden Luther kumarbaz Doyle Lonnegan (Robert Shaw) tarafından öldürülür.
Karşısındaki çeteden ortağının intikamını almak için deneyimli düzenbaz Henry Gondorff’a (Paul Newman) ulaşan Johnny, Henry ile sıkı bir ikili olacaktır. Filmin getirisi 156 Milyon Dolar.
4 numaradan 5'e geçerken getiri yarı yarıya düşüyor: 52 Milyon Dolar getiren Paranın Rengi, ünlü Martin Scorsese tarafından yönetilmiş.
The Hustler isimli filmin devamı olan yapımda yine Paul Newman var: Efsane olmuş eski bir bilardocu ile sokak arası barlarında kendi çapında oynayarak yeteneğini göstermeye çalışan genç bir bilardocu arasındaki öğretmen-öğrenci, baba-oğul ikileminde gidip gelen bir ilişkinin hikayesi, Paranın Rengi. Eddie Felson, bilardoda ustalaşmış önemli bir isimdir. Ama yaşının ilerlemiş olmasından ötürü eski ihtişamından uzak, daha sakin bir yaşam sürmektedir. Bir gün bir mahalle barında Vincent isminde bir gençle tanışır. Onun bilardoya olan merakı ve yeteneği, Eddie'yi çok etkiler. Kendisinin gençlik dönemlerindeki halinin bir yansıması gibidir, Vincent'in bilardo tutkusu ile birleşen yeteneği.
İkili yanlarına Vincent'ın kız arkadaşını da alarak ülkedeki bilardo turnuvalarını dolaşmaya başlarlar. Hızla başarı basamaklarını tırmanan Vincent, birden gelen başarının sarhoşluğu ile yalpalayacak mıdır?
Suça, sokaklara ve başarı öykülerine olan merakı ile kendi tarzını yaratmış olan yönetmen Martin Scorsese, filmografisinin önemli ayaklarından biri olan Paranın Rengi'nde yine kendi stilini konuşturuyor. Pop ve rock müziğinin de arka fonda, filmin ritmine son derece yakışan bir kullanımla izleyenlere ayrı bir keyif verdiğini de eklemeyi unutmayalım.
Yine aynı yönetmene 42 Milyon Dolar getirdi "Casino": Ace Rothstein, 1970'lerin Las Vegas'ında bir kumarhane işletmecisidir. İşini korumak için gereken her yola başvuran Ace, işletmesinin bol miktardaki kârının büyük kısmını patronlarıyla paylaşmaktadır. En iyi dostu Nicky Ace'in işletmenin çalışanlarına ve zaman zaman da müşterilere göz kulak olmasına yardım etmeye başlar.
Ace'in amacı gelirini belli bir seviyede tutmak, patronlarla başını belaya sokmamak ve kumarhanesinin güvenilir ve sevilen bir yer olarak kalmasını sağlamaktır, fakat Nicky işletmeye adımını attığı günden itibaren tüm kumar piyasasını eline geçirmeyi ve Vegas'ın kralı olmayı hayal etmektedir. Ace'in azılı bir dolandırıcı ve baştan çıkarıcı bir kadın olan Ginger'a aşık olması ve Nicky'nin uyuşturucular ve alkole düşkünlüğünün artmasıyla ikilinin arasındaki gerginlik daha da artacaktır.
Martin Scorsese Casino'da 1970'lerin Las Vegas'ının ışıltılı yüzünün arkasındaki karanlık olayları ve ilişkileri beyaz perdeye taşıyor. Yönetmenin Casino'dan beş yıl önce çektiği Sıkı Dostlar'da da mafya dünyasındaki hiyerarşiyi ayrıntılarıyla gözler önüne seriyordu.
Nicolas Cage ve Elisabeth Shue, Las Vegas'ın karanlık yüzünü gösteren film ile yapımcılarına ve kendilerine 40 Milyon Dolar kazandırdılar. Mike Figgis imzalı filmde alkolik bir senaryo yazarı ile bir fahişenin aşkı anlatılıyor. Bu filmi içeriğin kalitesi bakımından daha çok Rain Man ile aynı kategoriye koyabiliriz.
Amerika'nın en prestijli eğitim kurumlarından biri olan MIT’de okuyan Ben Campbell’in gözü daha da yükseklerdedir. Tek düşü Harvard Tıp Fakültesi’nde okumaktır. Okul parasını elde etmek için bursa başvurur, bir yandan da eğitimi için kenara para atar. Bir gün derste öğretmeni Micky Rosa’nın dikkatini çekince, onun 21 takımına girmeye hak kazanır. Altı kişilik öğrenci takımı kart sayımı konusunda uzmanlaştırılmıştır ve bu becerilerini kötüye kullanmaya başlamışlardır. Las Vegas’ın kumarhanelerinde milyonlar kazanmaya başlarlar. Ben Mezrich’in 'Bringing Down the House' kitabından uyarlanmış olan film romanın okuyucularını hayal kırıklığına uğratmamış.
30 Milyon Dolar'a zor ulaşan film, "İstediğinize güvenin, ama kartları kesmeyi unutmayın" sloganıyla gösterime giren bir John Dahl filmi. "Tutku" Hukuk okuyan Mike McDermott (Matt Damon) okul harcını ve tüm varını yoğunu bir poker oyununda kaybediyor. Sevgilisine bir daha kumar oynamamak üzere yemiden eden Mike, en iyi dostu Lester'in (Edward Norton) hapisten çıkmasıyla sözünden dönüyor. Rus mafyasından Teddy KGB (John Malkovich) isimli bir gangstere olan borcunu ödemek zorunda olan Lester, Mike'la birlikte kumar masalarına dönüş yapıyor. "Red Rock West" ve "The Last Seduction filmlerinin usta yönetmeni John Dahl, "Tutku"yu David Levien ve Brian Koppelman'ın senaryosuyla filme çekmiş.
Billy, Paddy, Archie ve Sam çocukluklarından beri çok iyi dost olan üç adamdır. Ekibin yeminli bekarı Billy 30 yılı aşkındır sevgilisi olan kadına evlenme teklif ettiğinde, bu çılgın dörtlü bekarlığa veda için Las Vegas’ın yolunu tutar. Yaşları umurlarında bile değildir, onlar yaşamlarının altın çağlarındadır. Fakat “günahlar şehrine” adım attıklarında, pek çok şeyin değiştiğini göreceklerdir. Ve dostlukları hayal bile edemeyecekleri testlerden geçecektir. Adam Brooks ve Dan Fogelman’ın ortak senaryosu ile hayata geçen çılgın komedi filminin yönetmenliğini Jon Turteltaub üstlenirken, başroldeki dörtlüyü ise Michael Douglas, Robert De Niro, Morgan Freeman ve Kevin Kline canlandırıyor.
Sinemalar.com ve Beyazperde.com'a teşekkür ederiz.